Aralık 17, 2011

yalnız

yargılarım herkes'i. kızmasın herkes, yargılayamam ahu lisan ile. hayat kimse'ye kendini öğretir bir tek. kendi kendimi her insanda tanırken, yargılarım herkes'i. kızmasın herkes. hem, iyi ya da kötü başlıklarının altına alınamayacak kadar düzensizken nesli, kızma hakkını almamışız kayda.
yargılarım kendimi, herkes'i yargılarken. herkes bin iyi ve bin kötü yaratır. her insanda - yolun diğer ucundan görünmez sokağa giren ya da kollarını boynuna sarıp kulağına şakırdayan - merhamet ve hıyanet, ödül ve ceza kendi yargısının öyküsü olur. adaletin ilâhisi benim yargılarımın dünyasında, kaygılarımın nesnesinde barınmaz. kazara olan ile kasti olan herkes'in zamanında, görenin ve körün diliyken; bunu hakedecek ne yaptım, diye soru mu kalır?
böyle düşünenler bir zaman sonra birbirlerini bulurlar. konuşurlar aynı şeyleri defalarca. böyle düşünenler yorgunudur. bebe iken bir hak masalı, adam'da fikri yaratmak. herkes'siz doğa'nın kanunu yok. herkes üretenidir sevi ile nefretin. sevene sevdalar bahşedilmez, edeni lanetler bulmaz. herkes'siz doğa'nın adaleleti yok, herkes yargılanmadan adalet yazılmaz.
eden bulur, yol bitmez. eden bulmaz, sorulur; görür mü yoksa kör mü?
kör ise affedilebilir ya ihtimal. iyi'dir belki. görür de eder ise, zalim, kötü. iyi içten gelir. kötü olmak için yüreği kapalı bellemeli. böyle söylenir çokça.
bilemem, bu nice doğrudur. kötü, yürekten gelmedikçe nasıl kötü olur; iyi'ye nasıl tümden iyi denir, düşünmeden yapılan eylemi tam saramadıkça...
yüreğin kanı akıttığı yerde olamadıkça, her edilen özde değil, kabuktadır. alışkanlıkmışcasına iyilikler, mutluluklar, kötülükler, ağlamaklar sıralanır. bana verilen aşk başımın tacı, atılan taş ekmeğim; gözümden gönlümden geçemeyen yara, yalan.
derdim değil ya bu. umursamazlık, ayrı yola düşme, ayrı telden çalma, yere bir renk kap düşer de parçalanarak yayılır. yargılarım herkes'i, o zaman içimden geçer an an; ben iyi miyim?
çokça ağlar içim kötülüğüme oysa. farkındalığın sesi, bu türden bir yalnızlık yaşayacaksın artık, diye fısıldar. 
"spihoniçki'nin gelmesi ile şükran ve kahır duyguları zorunlu olarak dışarı atılır; insan ne kendisinde, ne başkalarında, ne de doğada kendi başına bir iyilik ve kötülük bulunmadığı fikrine yavaş yavaş alışmaya başlar."

1 yorum:

  1. Nietzche 'nin iyinin ve kötünün ötesine geçin öğretisi gibi. Değer yargılarımızı, benliğimizin ötesindeki kendiliklerimizin farkına varıp, duygu ve düşüncelerimiz olmayıp bunları yöneten bir BEN olmak. Ve nötr görmek hayatı. ne iyi ne kötü. olduğu gibi.

    YanıtlaSil