Temmuz 09, 2012

laf, kavga, insan

laf

"Bugün bozuk paralarımla konuştum. Bir yumurtayı sütle çarptım, ve kırmızı perdelerime yeşil benekler diktim. Kapı gıcırtısından şarkı sözü türettim, hayata kahve kokulu anlamlar aradım, laf söyleyen balkabağıyım; kastım, kastım kastım..."

taklit yapmaya çalışırken bile özgün oluyorum ya.. neyse, maksadım böbürlenmek değil. bu tarz saçma sapan yazan kızlardan irite oluyorum. eeh, herkesi de ben sevmek zorunda değilim ya. her önüne gelen kızı sevmeyi sevenler sevsin.
sevişin (anasını satayım)

kavga

insanlar kavga ederken karşıtını enlice bir düşünebilse kavga kaliteleri de artacak ki, yaşam kalitesi dediğimiz esas şey kavgaların kalitesidir - düşünün ki en çirkin olduğumuz andaki kalitemiz, duruşumuzdan bahsediyorum -
kavga anında düşünülemese dahi, iyi bir gözlem, biraz empati bile doğru kavga için yeterli olabilir. mesela, söyleyeceğiniz sözleri ve beraberindeki ses tonunu kaldıramayacak bir kimse ile yapacağınız tartışma, hüsranla sonuçlanabilir. çünkü karşınızdaki insan, ağız tadıyla meselenin çözümüne ulaşılmadan küser ve aramızdan ayrılır.
oysa kavga dediğin, tekerrürlü veya değil, yaşandığı an içinde sonucunu bulmalı.
lafı gelmişken, ben kavga etmekten korkarım ve ona bayılırım.

insan

çok fazla insan var. çok kalabalık. çok çirkinin içinde az çirkinler var. güzeller bir var bir yok. ama eninde sonunda çok fazlalar. bu kadar fazla insan ne benim çantalarıma sığar; ne senin hikayelerinde oynar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder