Ocak 24, 2012

örümcek

kalp egzersizim, kırgınlıklar. diri, yenilenebilir; içi geniş ve konforlu. yönetimi duyguların ve bilincin, aynı terane. meraklı, atılgan, son model cesaretli; ayıptır övünmesi. önce yürürken, koşarken yer yer, kanadı çıkıyor zamanla; duvar örmeleri reddettikçe. 
yeryüzü burdan bakınca ne güzel.

sokmuş kalbini odanın içine, koşabiliyor diye iddia ediyor bir hürriyet.
olur mu böyle sevmek? hiç aşamamış sınırlarını, duvarların üzerinde dolanıvermiş. çok gözlü, çok bakmış. pencerelerden de görüp, kaçmış arada. kızınca bir parça ısırık, isteyince bir tutam ağ örgüsünü ustaca yerleştirmiş. bir takım sanatlar icra etmiş duvardan duvara. tabandan tavana keyif yapmış.
hür doğdum hür yaşarım, kapıyı da istersem ancak ben açarım!
çok bacaklı, çok yorulmamış.
pencereden bakıp bakıp, nasıl iş bu hâlâ böyle ilişiğiz şöyle karışığız.. diye aklına fikrine sarılmış.
hikâyenin ortasında bir cümle girmiş; bir varmış, bir yokmuş. bir yorgun, bir dargın. bir pişkin, bir vefasız. bir sadık, bir pişman. bir normal, bir yalan.
akla tutunan, beni bırak; kırılınca cılız yüreğin, ne olacak?

önce odaları terk etmek gerek,
çırılçıplak toprakta koşmak; üzerine basılıp ölmeyi göze alıp da..
sonra en güzelinden bir ağ örüp,
belki de kendini kanadıma bağlaman gerek
derken kanatlanmak
derdimiz aşksa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder